Enneagram, zengin kökeninde tarihsel süreçteki bu görüşlerden sürekli alıntılar yapıyor. 1930’lı yıllara kadar da enneagram’ın bilgi temeli bu çerçevede kalıyor. Bu yıllardan sonra Batı dünyasının enneagram’la tanıştı. Modern psikoloji, böylece enneagramın zengin kaynaklarının arasına girdi. Buradan yola çıkarak enneagram’ın gelişimine bakalım.
Biraz karmaşık bir kökeni olan, Gürcü asıllı, Anadolu doğumlu Rus felsefeci George Ivanovich Gurdjieff (1877-1949), araştırmamalarını başlatmadan önce enneagram, Batıda bilinmiyordu. Kars’ta başlayan yolculuğunda, Anadolu’yu, Şam’ı, Buhara’yı, Taşkent’i, neredeyse tüm Orta Asya’yı uzun yıllar boyunca gezen Gurdjieff, buradaki mistik akımlardan enneagramı öğrendi ve onun bulunduğu, öğretildiği her yerde bilgi topladı. Enneagramın farklı kaynaklarını tanıdı. Tasavvuf felsefesini inceledi. Enneagram pek çok kaynakta “binlerce yıllık kadim Sufi geleneği” olarak tanımlanıyor. Fakat onu salt Sufi geleneği olarak ele almak, biraz üstünkörü bir bakış olur. Ancak, Gurdjieff de en önemli kaynak olarak bu geleneği gördüğünü belirtir. Babil’de varlığı iddia edilen ezoterik Saourmoni Tarikatı’nda uzun zamanlar geçirdi.
Aynı zamanda bir bilgi felsefesi olarak değerlendirmemiz gereken enneagram bilgisinde, Zen, Budizm, Ching gibi Uzakdoğulu mistik akımların, Kabala gibi ezoterik-klasik geleneklerden alınan unsurları da görüyoruz. Enneagram da aynı zamanda modern bilimin de katkısı söz konusu. Freudyen bakışı hemen başa yazmak gerekir burada. Nitekim yazının başında bahsettiğimiz gibi enneagram, birçok üniversitenin programında kendine yer bulmuş durumda. Modern psikolojinin katkısından zaten bahsetmiştik. Modern psikoloji ve enneagram bağlantısından bahsedeceksek, mutlaka Claudio Naranjo’nun adının burada geçmesi lazım.
Şili'li bir psikiyatr Naranjo, 1970’l yıllarda başladığı çalışmalarında enneagram bilgisiyle modern psikolojinin kavramlarını kaynaştırma çabasında olmuştur. Batı ekolünde gelişen, günümüzde pratik uygulamalara da konu olan enneagram’ın gelişiminde Naranjo dışında Bolivyalı psikolog Oscar Ichazo’nun 1950’den itibaren yürüttüğü çalışmaları da gündeme getirmek gerekir. Oscar Ichazo, ilgi duyduğu Batıni ve ezoterik bilgiler nedeniyle enneagram’ın mistik yününü de bir yandan tekrar gündeme getirmiştir. Gençliğinde Afganistan, Pakistan gibi yöreleri dolaşıp Sufi geleneklerini öğrenen Ichazo, bilinçaltı trans uygulamalarını enneagram’a eklemlemeye çalışmıştır. Bunu izleyen dönemlerde Helen Palmer, Riso ve Hudson gibi araştırmacıların katkıları ve kaleme aldıkları kitaplar, enneagram’ın gelişiminde önemli rol oynamışlardır.
Aynı zamanda biyoloji disiplininden alınan unsurları da dâhil edersek, tüm bu unsurlar enneagram’ı “mistik materyalist” ya da “materyalist mistik” bir akım haline getiriyor. Özellikle bilinç, irade, yaşam, varoluş, tin gibi modern bilimsel materyalizmin mesafeli yaklaştığı konularda enneagram gibi bir yaklaşım önemli bir boşluk doldurma aracı olarak değerlendirilebilir. Bir ruhsal destekten bahsediyoruz. Kişisel özlemlerin ve duyusallığın bir araya geldiği tinsel bir güç. Tam bunları söylemişken önemli bir not ekleyip, enneagram’ın dinlerden bağımsız bir tutum, bir felsefe olduğunu belirtmek gerekir.